Covid-19

Koronavirüsün Aileler ve Çocuklar Üzerindeki Psikolojik Etkileri | Psikolog Gülay Korkut

1- Pandeminin toplum sağlığı üzerindeki etkisi nedir?

 

Salgın hastalıkla  ilgili belirsizlikler insanlar üzerinde kaygı ve korkuya neden oldu. Bilmediğimiz şeyler bizi daha çok kaygılandırır. Kim hasta kim hasta değil bilmiyoruz. Kimden kendimizi koruyacağız? Herkesten uzak duracağız. Ne zaman bitecek? Bilmiyoruz. Bu kaygı yaratan durumlar bizim kontrolümüzde olan şeyler değil.  Ama bu hastalıktan nasıl korunacağımız bizim kontrolümüzde. Neler yapacağız? Doktorlarımız bizi bilgilendirdi, sosyal mesafeyi korumak, uzak durmak, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek. Bu konularda neler yapılacağı, televizyon programlarında doktorlar bizi aydınlattı; temizliğe dikkat etmek,  doğal ve dengeli beslenmek, baharatlı yiyeceklere yer vermek, spor yapmak,  uyku düzenini bozmamak gibi önerilerde bulunuldu.

 

2– Uzun süre evde kalmanın olumsuz etkilerini nasıl en aza indirebiliriz?

 

Evde kalmanın olumsuz etkilerini azaltmak için öncelikle evdeki bireyler ne hissediyor?  Aklından neler geçiriyorlar? Onu öğrenerek başlayabiliriz.

Birinci Adım: Evde her birey; (birbirine bakmadan) “ Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?”  sorusunu yanıtlar.

  • Sizi rahatsız eden duygu ve düşüncelerinizi yazın. (korku, kaygı, ne olacak, ne yapacağım, çaresizlik gibi…)
  • Duygularınıza eşlik eden bedensel rahatsızlıklarınız varsa onları da yazın.
  • Bu yazdıklarınızdan hangileri sizin kontrolünüzde hangileri sizin kontrolünüzün dışında
  • Rahatsızlık duyduğunuz konularda sizin sorumluluğunuz ya da yapabilecekleriniz var mı?

“…… konusunda benimde yapabileceklerim var” ya da “aile bireylerinizin yapabilecekleri var” dediklerinizi ayırın.

“Kontrol edebildiklerimiz bizi güçlü kılar.” önce onlarla başlarız. Bazı kaygılandığımız durumlar bizim kontrolümüzün dışındadır. Yapabileceğimiz bir şey yoktur, bunu kabulleniriz.

Örneğin;  “Virüs  keşke olmasaydı” bu düşünce  benim kontrolümün dışındadır; var ve kabul etmeliyim. Ama virüsten nasıl korunacağım benim kontrolümde , yapmam gerekenler …” gibi.

“Her şey daha kötüye gidiyor, bende hastalanıp öleceğim”  bu düşünce ne derece gerçek? Bu düşüncenin gerçek olmaması için benim yapabileceklerim neler? Bunları düşünür ve eyleme koyabilirim.

  • Evde kalma süresi uzayınca ekonomik sıkıntıyaşayan aileler olmaya başladı. Ödenmesi

gereken borçların olması  ve ödeyecek paranın olmaması kişilerin kaygılarını artırdı. Bu durum kişinin kontrolünün dışında bir durum. Bizden daha önce salgın hatalıkla mücadeleye başlayan ülkelere baktığımızda,  ekonomik politikadaki yeni düzenlemelere giderek halkı rahatlatmayan çalışıyor.  Politikaya müdahale edemem ama sıkıntımı ilgili yerlere anlatabilirim çözüm arayabilirim. Varsa kendi yapabileceğim  alternatif bir çözümüm  B planı olarak devreye koyabilirim. Eğer yoksa kabullenmek, beklemek ve sonucu görmek gerekir.

İkinci Adım:  Aile bir araya gelir toplantı yapılır.

  • Önce içinde bulunduğumuz durum hakkında çocuklarımıza bilgi verilir;  kısa ve doğru bilgilendirme yapılmalıdır.  Bilgimiz olduğu şeylerden korkmayız.

“ Bu virüs ile birçok ülke savaş halinde, aynı grip gibi bulaşıcı, hasta ediyor, hasta olanların çoğu iyileşiyor, yüz kişi hasta oluyorsa 98’i iyi oluyor. Özellikle bağışıklık sistemi iyi olanlar bu hastalığı yeniyor ve hasta olmamak için korunabiliyoruz.”

Neler yapabiliriz; beslenmemize dikkat etmek,  ev içinde spor yapmak, başka kişilerle temastan kaçınmak,  temizliğe dikkat etmek ve sorumluluklarımızı yerine getirmek olmalıdır.” denilebilir.

Çocukların soruları varsa cevaplanır.  Anne babaların kaygıları çocukları kaygılandırır.

 

3-  Ev içerisinde huzurlu bir ortamın sağlanabilmesi için nasıl davranmalıyız?

 

Aileler evde kalınca ev içi gerginlikler artmış olabilir. O nedenle ailecek toplantı yapıp kontrat  oluşturmak gerekir. Evde uyulması gereken kurallar oluşturulmalıdır.

Toplantıya “Ailenin bu günleri huzurlu, sağlıklı verimli geçirmesi için neler yapabiliriz?” sorusuyla başlanır.

Birinci adım; “Uymamız gereken kurallarımızı belirleyelim, daha huzurlu olmak için uyulması gereken kuralalar neler olabilir?” sırayla söz hakkı verilir.

  • Her birey tek tek önerilerini sunar, tüm öneriler tartışılmadan kâğıda yazılır.
  • Sonra her yazılan kural okunur ve ailenin onayından geçer,(gereklimi/ değil mi?) herkes tarafından kabul edilen kurallar işaretlenir.  “Kim? Ne yapacak?” belirlenir.

Bunlar neler olabilir;

  • Ev işlerinin paylaşılması
  • Herkesin birbirine saygılı ve nazik davranması
  • Sesin yükseltilmemesi
  • Birbirinin mahremiyetine saygı duyulması,
  • Ailedeki kişiler birbirinin mutluluğundan sorumlu olması,(aile olmanın kuralıdır, saygı budur.)
  • “Eğer uyulmazsa ne olacak?” belirlenir. “Birbirimizi kırmadan uyaralım ve uyarılan da kızmasın.” gibi kurarlar konusunda anlaşılır.

 

İkinci  Adım: “Günlerimizi daha verimli ve sağlıklı geçirmek için neler yapalım?” sorulur. Yine öneriler yazılır.

(Şu ana kadar yapmak isteyip de (zaman bulamadığınız için) yapamadıklarınızı düşünün.)

Bunlar neler olabilir;

  • Sürekli “Virüs” ile ilgili haber kanalı izleyip de kaygımızı artırmayalım. Arada  izleyecek eğlence programları seçebiliriz.
  • Her gün bir iki arkadaşımız ile telefonda konuşalım. Arkadaşlarımızla da yaptığımız etkinliklerden bahsedelim, felaket senaryoları yazmayalım.
  • Eğer arkadaşlarımızdan sağlık ve emniyet görevlisi varsa onlarla konuşup onlara teşekkür edelim.
  • Yardıma muhtaç yaşlı varsa çevremizde onlarla ilgilenelim. Başkalarına destek olmak kendimizi daha güçlü hissettirir.
  • Dengeli ve daha doğal beslenelim.
  • Evde kalmayı fırsat bilelim. Şuana kadar yapmak isteyip de yapamadıklarımızı yapmaya çalışalım.
  • Yeni alışkanlıklar geliştirelim; Evde yapabileceğiniz sporlara yönelin; yoga, pilates, derin nefes eşliğinde bu egzersizleri yapabilirsiniz.
  • Yeni bir şey öğrenmeye çalışın; yabancı dil, gitar, org, tavla, satranç gibi.
  • Kitap okuma saati olsun.
  • Ders yapma saati/ çalışma saati.
  • Gün içinde en az 15-20 kez aralıklı olarak derin nefes almayı alışkanlık haline getirin. (diyafram nefesi)
  • Günlük tutun, duygularınızı yazın. Sonra yarım saat kendinizle baş başa kalın ve bu duygularınızın nedenleri üzerinde düşünün, kontrolünüzde olanlar ve olmayanlar hangileri? “Ben ne yapabilirim?” düşünün.
  • Ailecek oyunlar oynayın,(eğlence saati olmalı, ikili oyunlar da olabilir)
  • Ailecek film, yarışma programları izleyin.
  • Eski fotoğraflara bakın.
  • Uyku saati düzenli olmalı. “Düzenli uyku bağışıklık sistemini güçlendirir.”  Uyuma saati 12 saati aşmamalı. Eğer uyuyamıyorsanız; akşam çay, kahve içmeyin, geç saatte TV ve bilgisayar cep telefonu takılmayın çünkü bu teknolojik aletler gündüz ışığı yayar o nedenle uykuyu kaçırır. Ama yine de uyuyamıyorum diyorsanız  uyumak için kendinizi zorlamayın ama erken kalkmaya zorlayın. Ertesi gün erken uykun gelir ama 12’den önce uyumayın,  arada şekerleme yapmayın.
  • Öz sevginizi güçlendirin; kendinizle ilgili 20 olumlu cümle kurun, iyi yaptığınız şeyleri sayın hatta yazın. Ailede diğer bireylere sorun “benle ilgili 3 olumlu şey söyle”.  Başardığınız işleri yazın.
  • Gün içinde yarım saat herkesin sessiz olduğu bir zaman olsun.

 

Üçüncü Adım; her birey yapacaklarının haftalık bir planını yapsın.

(Bireysel olarak yapacağınız hobiler, değerleriniz, inançlarınız için zaman ayırabilir.)

Dördüncü Adım;  Gün içinde yapabildiklerinizi ve yapamadıklarınızı yazın.

 

4-  2-4 yaş arasındaki çocuklara pandemiyi nasıl anlatmalıyız?

 

Genelde çocuklar soru sorduğunda açıklarız. Ama bir huzursuzluk, öfke ya da ağlama davranışları sezdiğinizde de konuşmanızı başlatabilirsiniz.

Çocukların sorularını onların anlayabileceği şekilde, resimlerle destekleyerek anlatırız. Çok ayrıntıya girmemiz gerekmiyor ama doğru bilgi vermemiz önemli. Anne – baba kaygılanmadan normal akışında anlatmalı. Çocuklara korkuyu biz büyükler aşılarız. Bir olay karşısında anne-babanın verdiği tepkinin benzerini verir çocuk da. Önceki soruda Aile toplantısında durumla ilgili bilgilendirme konuşması yaptım. O örnekteki gibi “Hastalığa yakalananların %2 ölüyor demedim, %98 yaşıyor dedim” bu gibi ayrıntılar önemli.

Benim anne-babalara söyleyeceğim “Lütfen kendi kaygılarınızı çocuklarınıza öğretmeyin.” Onlarla bol bol oynayın. Çocuklar için oyun bir terapidir. İşte size bir fırsat zamanınız var ve çocuklarınızla  ailecek eğlenceli oyunlar oynayın. Önce onlar “ne oynamak isterler” çocuklarınıza sorun ve onu oynayın. Ve böylece çocuklarınıza önemli olduklarını hissettirirsiniz. Aile bağlarını güçlendirir ve eğlenceli zaman geçirerek terapi yapmış olursunuz.

Mutlu olmak insanların bağışıklık sistemini güçlendirir.

 

5-  Okul çağındaki çocukların uzaktan eğitime adapte olmasına nasıl katkıda bulunabiliriz?

 

Çocuğun eğitim saatleri ailecek bilinmeli ve öncesinde hazırlık yapılmalı; bilgisayarın yeri, sessizliğin sağlanması, kalem ve defterin hazır olması sağlanmalı, karnı tok olmalı, suyunu içmeli, ihtiyaçlarını önceden görmeli ve ders saatine  hazır olmalı.

Eğer çocuğunuz  ders dinlemek için oturmakta zorlanıyorsa ilk 5-10 dk. onunla izleyebilir, nasıl dinleyecek ve not alacak gösterilebilirsiniz. Ama bizden bağımsız kendisi bu işleri yapmasını sağlamak amacımızdır.

Ailedeki diğer bireyler de  çalışmalarını aynı saatte yapabilirler  ya da  kitap okuyabilir, daha sessiz şeyler yapabilirler.

Aile içinde her bireyin kendi yapmak istediklerinin haftalık planı olmalı ve  herkes birbirinin planını bilmelidir.

 

6- Uzaktan eğitimin çocuklar üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri ne olabilir?

 

Dinlerken not tutabilmek önemlidir, kendince önemli yerlerin notunu almalıdır. Ama çocuklarımız bu stile alışkın değil ama öğrenebilirler. Unutmayın çocuklar bize yetişkinlere göre daha yaratıcı çözümler buluyorlar, yeter ki onların görüşlerini alın. Eğer not tutmazlarsa dikkati dağılır ve dinleyemeyebilir. Öğrenciyi uyaracak bir öğretmen de yok.

İyi yönü;  aynı videoyu tekrar tekrar izleyebilirler, hatta durdurabilir, not alır, tekrar başlatabilirler.  Aynı konuyu başka sitelerden farklı öğretmenlerden de dinleyebilir. Günümüzde bilgiye ulaşmak daha kolay.

 

7- Ergenlik çağındaki çocukların bu sürece adaptasyonunu nasıl sağlayabiliriz?

 

Çocuklar ailesiyle oyun oynamaktan mutlu olurlar.  Ama ergenler için arkadaşlarıyla vakit geçirmek onlar için daha çok önemlidir. O nedenle internet üzerinden görüntülü konuşmalarına izin vermek gerekir. Hatta onlar arkadaşları ile konuşurken kendi odalarında yalnız olmak isterler. Onları yalnız bırakmak  gerekir.

İnternet üzerinden arkadaşları ile oyun oynarlar,  şakalaşırlar, “kendi başına güler” gülmek güzel. “Lütfen niye kendi kendine gülüyorsun deli misin?” diye yargılamayın, kendi kendine gülmek de, konuşmak da normaldir.  Belli saatlerde, sınırlı sürede konuşmalarına izin verilmelidir.  Hatta ders sonrasında kendisine ödül olarak verebilir.

Aile içinde kim ne yapacağı  kuraların belirlenmesi ve her bireyin haftalık  yapacaklarının planın olması  ergenle olan çatışmalarımızı azaltacaktır.

8-  Sınav kaygısı ve  pandeminin üst üste geldiği bu dönemde gençlere nasıl yaklaşmalıyız?

 

Sınava hazırlanan  gençlerimize evde geçirdikleri zamanı  fırsata çevirebileceklerini söylemeli. Ders çalışmak ve soru çözmek için zamanları çok, bilemedikleri konuların ders videolarını izleyebiliyorlar. Şartlar tüm sınava girecek öğrenciler için aynı. Herkes aynı  zor şartlardan geçiyorlar. (Hatta eşitledi bile diyebiliriz özel öğretmen ve dershanelerden yararlanmayı kaldırdı, kendi çabasıyla daha çok çalışan öne geçecek)

Biz anne-babalar onun günlük planını öğrenmeliyiz ve ona nasıl yardımcı olabileceğimizi sormalıyız.  Bizden bir istekte bulunmasa bile onun ders çalışma saatlerinde evde sessizlik sağlamalıyız, derslerle ilgili soruları olduğunda nasıl çözeceği konusunda yardımcı olmalıyız. İnternet ortamını sağlamalıyız.  Onun sevdiği yemeklerle ve oyunlarla onu ödüllendirebiliriz.

 

9-  Çocukların evde olduğu süre boyunca  internet ve televizyonla olan ilişkilerini nasıl kontrol edebiliriz?

 

Anne babalar çocuklarla oturup kuralları başta belirleyecek, bir haftalık plan belli olacak ne zaman oyun oynayacak, ne zaman arkadaşlarıyla konuşacak, ne zaman ders dinleyecek, ne zaman kendisi ders videosu seyredecek, ne zaman serbest zaman, eğlence zamanı, ailecek oyun zamanı belli olacak. Herkes bilecek ve uyacak. Öncekine göre daha fazla süre internette kalacak. Bir de gençse;  oyunu, eğlenceyi ve sosyalleşmeyi internet üzerinden yapacak.

 

10-  Pandeminin çocukların psikolojisi üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olması mümkün mü?

 

Aile içinde iletişimi güçlendiren kuralları önceden belirleyip herkes uyduğu müddetçe ve ailecek oyun oynamaya zaman ayırdıkları sürece olumsuz etkisi olmaz diye düşünüyorum. Hatta aile bağlarını artırabilir, anne babalarıyla daha fazla bir arada olmak onlara iyi gelir.  Zor zamanlarda aileler daha çok birbirlerine destek çıkarlar.

Aile olmak birbirimizin mutluluğundan sorumlu olmak demektir.

 

11-  Ebeveyn ya da yakınlarından birinin enfekte olması halinde çocuklara nasıl yaklaşmalıyız?

 

Hasta olduğumuzda mesela grip olduğumuzda nasıl grip diğer kişilere bulaşmaması için özen gösteriyorsak burada da kendimizi izole ederek diğer aile üyelerini korumalıyız.  Çocukların kendilerini nasıl koruyacaklarını tekrar anlatmalıyız.  Kişisel kullandığımız eşyaları ayırmalıyız, maskemizi takmalıyız.  Peçeteden de tek kullanımlı maskeler yapabiliriz.

12-  Çocukların enfekte olması durumunda nasıl davranmalıyız?

 

Çocuklar bize göre daha şanslı, daha hafif atlatıyorlar.  Kendimizi koruyarak onların bakımını üstlenmeliyiz ve çocuğumuzun maske takmasını sağlamalıyız.

 

13-  Özel eğitim gereksinimli  çocukların karantina sürecinden minimum seviyede etkilenmesi için ne yapabiliriz?

 

Özel eğitime gereksinim duyan çocuklarda aileleri ile birlikte  zaman geçirmekten, sohbet etmekten oyun oynamaktan mutlu olurlar.

Onların düzenleri (rutinleri) bozulunca rahatsız olurlar. Neden okula gitmediği  görsellerle anlatılır.   Eğitim sitelerinde “Virüsü ve nasıl korunacağımızı” anlatan animasyonlar var. Bunlardan yararlanarak anlatılabilir.

Çocukların  hoşuna giden şeyleri yapmak, bize yardımcı olmasını sağlamak, onun yardımından ne kadar mutlu olduğumuzu göstermek onları mutlu eder.

Tüm çocuklar gibi sınırları, bu çocuklar da sınırları bilmek ister.  Sınırlar ve kurallar özgürlüktür. Çocuklarımızın güvenliğini sağlar, onları korumamızı sağlar. Sınırları her zaman koymalıyız. Çocuklarımız trafikteki sürücüler biz anne-babalar birer trafik polisiyiz. Nasıl trafik kuralları sürücülerin güvenli ilerlemesi sağlıyorsa bizlerde aile içi kurallarımızla çocuklarımızın güvenli hedeflerine ulaşmalarını sağlıyoruz.   Kuralları da, uymadıklarında verecekleri cezayı da çocuklarla belirliyoruz.